Dere boyunda hindi
Hindiler suya indi
Oğlu olan düşünsün
Kızlar on bine bindi
Mavi başlık başında
Ateş yanar karşımda
Haklısın be yârim
Cahillik var başımda
Masa üstünde ibrik
İbrik üstünde ibrik
Yeni bir yar sevmişsin
Tebrik ederim tebrik
Al tülbent oyaladım
Vermeye kıyamadım
Gitme dedim askere
Gitti durduramadım
Oy erdiler erdiler
Cama perde serdiler
Ne utanmaz erkekler
Yanımıza geldiler
Gitme yârim bozata
Gözlerin batar toza
Nasıl vuruldun be yârim
O kara sıska kıza
Dut üstüne dut buldum
Yârimi evlenmiş buldum
Evlenirse evlensin
Ben yenisini buldum
Bahar gelir yaz gelir
Çarşıya kiraz gelir
Senin kısmetin esmer
Uzak bir yoldan gelir
Köprü altında kuzu
Kıvrım kıvrım boynuzu
Sen koyun ol ben kuzu
Ayıralım şu kızı
Elbisemin gülleri
Yana bakıyor yana
Aret senin sevdiğin
Bana bakıyor bana Dere geliyor dere
Kumunu sere sere
Al beni götür dere
Yârin olduğu yere
Bu derenin uzunu
Aramadım buzunu
Aldım Çerkez kızını
Çekemedim nazını
Resme çıksak a yârim
Boylarımız uyar mı?
Size gitsek a yârim
Annen eve koyar mı?
Yolda buldum on para
Yârim gözün ne kara
Allah sana su vermiş
Yıkasana maskara
Bizim bahçede güller
Renkleri kan kırmızı
Yârimle konuşurken
Doğdu şafak yıldızı
Kahve koydum cezveye
Kalk gidelim gezmeye
Alışmışım duramam
Gelin kızı ezmeye
İstanbul'a giderken
Hangi rüzgârlar esti
O güzel saçlarını
Hangi berberler kesti
Güneş gider batmaya
Selam söyle Fatma'ya
Çoban cahil ne anlar
Karyolada yatmaya
Falda var yürek kızı
Yapma artık bu nazı
Senin sevdiğin kimse
Düğünde çalsın sazı
Kırlarda altın seren
Sen ol çiçeği deren
Yârim karşına çıkar
Sana kalbini veren Tarla bitirir misin?
Kaval öttürür müsün?
Aret benim yârime
Selam götürür müsün?
Şalvara bak şalvara
Şalvarın biçimine
Kurban olayım yârim
Sigara içimine
Cam dibinde durursun
Cama tık tık vurursun
Kırma oğlan camları
Karakolu bulursun
Ayağımda terlikler
Bahar açmış erikler
Oğlan sana geleceğim
Hazır mı gelinlikler
Ali derler adına
Her gün gider oduna
Söyle komşu oğluna
Doğru gitsin yoluna
Mavi yelekli yârim
Göğsü ilikli yârim
Bıraktın beni gittin
Demir yürekli yârim
İndim kuyu dibine
Baktım suyun rengine
Gece gündüz ağlarım
Düşemedim dengime
Çiçekler başındadır
Sürmesi kaşındadır
Kara gözlü sevdiğim
Henüz genç yaşındadır
Masa üstünde güller
Yâre dökülür diller
Unutulur mu be yârim
Seninle geçen günler
Annem entari almış
Yanında eklemesi
Tak bir nişan yüzüğü
Kolaydır beklemesi
Suyoludur suyolu
Boş giden gelir dolu
Bana nikâh yapacak
Muhtarın büyük oğlu
Seni severim yârim
Günü günlere ekle
Sana gelirim yârim
Köşe başında bekle
Doldur yârim testini
Şu karşıki çeşmeden
Baban seni everse
Büyük aşka düşmeden
Dereler akar akar
Karışır denizlere
Kurşunlara diz yârim
Verme beni ellere
Kolumdaki saati
Yediye kuruyorum
Hiç üzülme sen yârim
Sözümde duruyorum
Mendil versem almazsın
Sen mendilsiz kalmazsın
Sigaranı yakayım
Sana zahmet olmasın
Bahçe kapısı kilitli
İttirdim açamadım
Anneme duyurmuşlar
Çıktım da kaçamadım
Derede incir ağacı
Tadı zehirden acı
İçme dedim şarabı
Dedi sevda ilacı
Bahçede örümceğim
Ben sana görümceyim
Başkasına bakarsan
Ağabeyime söyleyeceğim
Karadutun altında
Ben de bunun farkında
Ben yârimi kaybettim
Kuzuluk'un parkında Yârim okul önünde
Kitap açmış okuyor
Elindeki laleyi
Bana bakıp kokluyor
Erguvanın dalları
Yana yatıyor yana
Şu Kızılcık kızları
Cana yatıyor cana
Denizin dibi mildir
Beni söyleten dildir
Mahalleler ayrı ama
Gönüller yine birdir
Ayakkabımın izi
Tarlaya çektim çizi
Yar öğretmen, ben terzi
Çekemiyorlar bizi
İn dereye dereye
İnemeyen atlasın
Yârimle ikimizi
Çekemeyen çatlasın
Süt mavi kurdeleye
Ben altın takar mıyım?
Senin gibi çalgıcıya
Ben artık bakar mıyım?
İn dereye dereye
Dere çakıllı yârim
Gördüğüne gönül verdin
Gel geç akıllı yârim
İn dereye dereye
Dere sana ırak mı?
Her gün her gün tarlaya
Sen babana çırak mı?
Tarladadır ıspanak
Kökündedir köstebek
Görülmemiş be yârim
İki kız birden istemek
İndim dereye çatak
Yere yaptırdım yatak
Rica ederim yârim
Sevme üstüme ortak Motor geliyor motor
Tutundum direğine
Çekemeyen düşmanlar
Buz koysun yüreğine
Hoş gelmişsin misafir
Oturacak yerim yok
Sana kahve yapayım
Cezvem delik, şeker yok
Kaşıklıkta kaşığız
Biz yârimle aşığız
Bizi kimse ayıramaz
Saç gibi dolaşığız
İndim dere akmıyor
Yârim bana bakmıyor
Yolladığım çiçekler
Kurumuş ta kokmuyor
Yatma yeşil çimene
Uyur uyanamazsın
Verme beni ellere
Gönül dayanamazsın
Bu gün ayın on dördü
Kız saçını kim ördü
Ördüyse yârim ördü
Ay karanlık, kim gördü
Dere boyu yeşillik
Nerde kaldı Keşirlik
Keşirliğe gidenler
İstiyor beşi birlik
Gülüm kurutmam seni
Yerde çürütmem seni
Senelerce görmesem
Gene unutmam seni
Boynumdaki kolyenin
Yar verdi parasını
Bir kolye değil mi?
Çekerim sevdasını
Cam dibinde küpeli
Dibini süpürmeli
Yar üstüne yar sevenin
Yüzüne tükürmeli
Güle bindim gülmedim
Gülden düştüm ölmedim
Küçükken bir yar sevdim
Yar kıymeti bilmedim
Sarma sararım sarma
Toprak tenceresine
Gel konuşalım yârim
Mutfak penceresine
Yelek örerim yelek
Örnek ararım örnek
Örnek değil merakım
Bir kere yâri görmek
Yolcu dayı beri bak
Kulağına deri tak
Berilere bakmazsan
Kalkmaz döşeklere yat
Eştim eşti kum çıktı
Kumun dibi su çıktı
Seni dövmeye yârim
Hangi serseri çıktı
İn dereye saz kopar
Koparırsan az kopar
Benim bir sevdiğim var
Gülerken bana göz kırpar
Kara kara kazanlar
Kara yazı yazanlar
Cennet yüzü görmesin
Aramızı bozanlar
Ha erdesin erdesin
Hangi camda perdesin
Seven sabahtan gelir
Öğlen oldu nerdesin
Yelek örerim yelek
Örme parası senden
Çak yârim elektriği
Pil parası benden
Anne bana terlik al
Sakın yeşil olmasın
Gideceğim oğlanın
Kız kardeşi olmasın Motor geliyor motor
Motorun bacası yok
Kalkmış beni istiyor
Cebinde parası yok
Kızılcıkdere camisi
Şınlıyor minaresi
Anne sevdiğim ölmüş
Gidiyor cenazesi
İn dereye dereye
İnemeyen atlasın
Yârimle ikimizi
Çekemeyen çatlasın
Suya giderim suya
Yârim arkamda mısın?
Ciddi olarak sevdim
Bilmem farkında mısın?
Kuyu dibinde kuyu
Uyu efendim uyu
Bana sarhoş diyorlar
İçtiğim üzüm suyu
Dere boyunda keklik
Kızlar giyer eteklik
Kızlarda iş var ama
Erkeklerde eşeklik
Yemenimin yeşili
Ben kaybettim eşimi
Ben bulursam eşimi
Ben bilirim işimi
Kızılcıklar olur mu?
İçinde durulur mu?
Benim yârim talebe
Onunla dalga olur mu?
Dere boyunda dutlar
Dutlar kökünden patlar
Askerdeki yârime
Gölge olsun bulutlar
Yeşil sandık kilidi
Üstünü güller bürüdü
O yar beni sarınca
İmam tahtam çürüdü İplik serdim sergene
Gönül verdim ergene
Niye gönül verirsin
Kendini bilmeyene
Masa üstünde roman
Okurum zaman zaman
Ben yârime gideceğim
Subay olduğu zaman
İstanbul’dan gelirken
Buldum terzi iğnesi
Sanki gideceğim gibi
Beğenmezmiş yengesi
Kırmızı gül ol da gel
Bardaklara dol da gel
Sen beni alamazsın
Öğretmen ol da gel
Karayılan olayım
Yollarda dolanayım
Gösterin görümcemi
Abisini sorayım
Masa üstünde koku
Açta mektubu oku
Seni sevdim seveli
Gelmez gözüme uyku
İncilerim diziyle
Kimler görmüş gözüyle
Ben yârimden ayrılmam
İki düşman sözüyle
Benim saçlarım uzun
Uzun diye örmezler
Beni sana Sevdiğim
Hısım diye vermezler
Taş üstünde oturma
Kumaşını batırma
Sen benimsin ben senin
Gel Yanıma utanma
Altınlarım alay değil
Gümüşlerim kalay değil
Attın bana sevdayı
Çekmesi kolay değil